Hızla geçip giden bir yüzyılda yaşıyoruz. Geçtiğimiz 20. Yüzyılda bilimdeki ve teknolojideki hızlı değişmeye adapte olmak için bizlerde aynı gelişim trendini göstermek zorundayız. Bu nedenle bizlerde bu gelişime adapte mi olmalıyız , yoksa bu gelişimi bizler mi başlatmalıyız? Eğer geleceğe ilişkin bir imza atmak istiyorsak, bu gelişimi bizler başlatmalıyız. Gelişimi başlatmak için de öncelikle geleceği görmeli ve geleceği plânlamalıyız. Bunun için de içinde yaşadığımız şu anki zamanı yönetmeliyiz. Zaman yönetiminin aşamaları aşağıda verilmiştir;
Zaman kültürel ve psikolojik boyutları olan bir kavramdır.Eğer bir çalışma sırasında kendinizi doğrudan konuya verebilmişseniz,huzurlu bir ortamda severek ve isteyerek çalışıyorsanız,zaman göreceli olarak çabuk geçer. Buna karşılık okulda yada evde kaygılı bir bekleyiş içinde olduğunuzda zaman duygusal olarak uzaklaşır.
Geleneksel anlatımı ile “bir türlü geçmek bilmez.”Eğer bir hafta size çok çabuk geçti gibi geliyorsa, okul yöneticiliğine çabuk ısındınız, işiniziz seviyorsunuz demektir.
Misyon
Şu anda hemen her kurum belli bir konumda bulunmaktadır. Örneğin; Microsoft işletmesi computer dünyasında tekel olma yolunda ilerlemektedir. Ancak Microsoft işletmesinin bundan 10 yıl sonra da dünyada 1 numara olacağını söyleyebilir miyiz? Her işletme gelecekte nerede olacağını bilmek ister. Bu amaçla da kendine yaşamını devam ettirecek olan bir misyon seçer. Bu misyon o işletmenin var olma nedenidir.
İnsanlarda da aynı anlayışı gözlemleyebiliriz. Bizlerde yaşamımızı adayacağımız bir misyon seçer ve bu misyon doğrultusunda yaşamımızı plânlayabiliriz. Örneğin; Karaca Holding’in sahibi Hayrettin Karaca yaşamını doğa ve çevrenin korunmasına adamış ve TEMA vakfını kurmuştur ve yaşantısının büyük bölümünü bu kurumun çalışmalarındaki başarısı için harcamaktadır. Etkili bir zaman yönetimi için bizlerde öncelikle var olma nedenimizi (misyonumuzu) belirlemeliyiz.
Stratejik Hedefler
Belirlemiş olduğumuz misyon doğrultusunda, bu misyonumuz ile ulaşmak istediğimiz hedefler belirleriz. Belirlenmiş olan bu hedeflere ulaşıldığında da misyon tamamlanmış olacaktır. Bu nedenle stratejik hedefler, kurumun veya bireyin misyonunu tamamlayacak şekilde hazırlanmalıdır. Bizler stratejik hedefleri kısa süreli hedefler ve uzun süreli hedefler olarak iki bölüme ayırıyoruz.
Uzun süreli hedefler
Stratejik hedefleri belli periyotlara böleriz. Genellikle beş yıllık periyotlara bölünen hedefler uzun süreli hedeflerdir. Ülkelerin 5 yıllık kalkınma plânlarını örmek olarak gösterebiliriz.
Kısa Süreli Hedefler
Uzun süreli hedefleri de belli periyotlara böleriz. Genellikle bir veya iki yıllık periyotlara bölünen hedefler kısa süreli hedeflerdir.Günlük yaşamımızda bu hedefler aylar,haftalar boyutunda kısaltılabilir.
Stratejik Plânlama
Misyon ve hedeflerin belirlenmesinden sonra, bu hedeflere ulaşmamızı sağlayacak plânlar yapılmaktadır. Plânlama aşamasında yapılacak ilk işlem kurumun zayıf ve güçlü noktalarının belirlenmesidir. Kurum ve konu ile ilgili veriler toplanır. Yapılacak olan toplantıda bu veriler ışığında bireyler düşüncelerini aktarırlar. Bu toplantıda öncelikle kurumu tanımaya yönelik sorular sorulur. Bu sorular aşağıda verilmiştir.
Son yorumlar
- Teşekkürler
7 yıl 38 hafta önce - Çok iyi.
7 yıl 39 hafta önce - teşekkür ederiz
7 yıl 46 hafta önce - zaman
7 yıl 46 hafta önce - Genel olarak guzel
8 yıl 10 hafta önce - zamanın değeri
8 yıl 19 hafta önce - valla ben cok sıkılmıştım
8 yıl 22 hafta önce - http://www.zamanindegeri.com/comment/reply/322
8 yıl 45 hafta önce
Anlamlı Sözler
– Zamanlarını en kötü şekilde kullananlar, zamanın kısalığından en çok şikayet edenlerdir.
La Bruyere
– Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir
Benjamin Franklin
– Yasaların işlemediği tek bir hırsız vardır ve bu hırsız insanoğlunun en değerli şeyini çalar: zaman…
Napolyon
– Zaman, kimse arasında ayrımcılık yapmayan bir işverendir. Yeni bir güne başlarken herkes aynı sayıda saat ve dakikalara sahiptir. Örneğin zenginler parayla daha fazla saat satın alamazlar. Aynı şekilde bilim adamları yeni dakikalar icat edemez. Ya da yarın kullanmak üzere bugünün zamanını biriktiremezsiniz. Ancak yine de zaman son derece adil ve bağışlayıcıdır. Geçmişte vaktinizi ne kadar boşa harcarsanız harcayın, hala koca bir “yarın”a sahipsinizdir.
Denis Waitely
Yeni yorum gönder